Rekabete her zaman
taraftarım
Yaklaşık 12
yıldır bu medya-basın-reklam
sektörünün içerisindeyim.
Rekabetin acımasızlığını çok
yaşadım, öyle ki rakibi
düşman olarak görürdüm. Ne
zaman ki 1 yıl önce Hollanda
İşadamları Derneği´yle
tanıştım ve 3 ay önce de
Almanya Ticaret´le tanışıp
onlarla çalışmaya
başladıktan itibaren, işte o
zaman gerçeğin bunun tam
tersi olduğunu öğrendim.
Rekabet son derece güzel,
eğitici ve öğretici bir olgu
olmasının yanı sıra, doğruya
ve güzele ulaşmakta çok
önemli bir faktördür.
Hem
toplum hem de kişisel
gelişim için çok önemli olan
rekabet, tüketicinin
dostudur. Ben rakiplerim
hakkında her zaman saygı
ile konuşurum. Sektörümüzde
yetersiz ve kalitesiz hizmet
veren şirketler elbette
vardır, ama onlar için bile
hiçbir zaman olumsuz
konuşmam. Neticede hizmeti
alacak olan kişi tüketicidir
ve kendi özgür iradesini
kullanmaktadır.
Şayet
almış olduğu hizmetten
şikayetçi olacak olursa
zaten deneme yanılma yoluyla
sonunda doğruyu bulacaktır.
Yoksa serbest piyasa
ekonomisinin olduğu bir
ülkede bir takım dayatmacı
kurallara başvurmak,
tüketiciyi korumak adına bir
takım dernekler kurulmasına
karşıyım. İnsanları, sadece
başları sıkıştıklarında
başvuracakları güven
mekanizmaları kurarak
eğitemezsiniz. Bu tüketiciyi
bilinçlendirmek değil
bilakis araştırma ve
inceleme yapmalarını
istememektir. Tüm sektörler
de kalitesiz hizmet verenler
olacaktır ancak bunlar
sektördeki hizmetin genel
kalitesini düşürmek yerine,
tam tersi yükselmesini
sağlayacak ve işini düzgün
yapan kuruluşların eninde
sonunda hakkettikleri yere
gelmelerini sağlayacaktır.
Bürokratik engellerimiz
çok fazla, sadece ticaret
kanunumuzda değil bir çok
alanda zorluk çıkaran değil
aksine kolaylıklar getiren
sistemlerimiz olmalı.
Müşterilerimiz daha bilinçli
olur ve biz reklamcılara,
dergicilere hoşgörü ile
bakarlarsa sevinirim. Saygı
göremiyoruz bu yüzden,
devamlı hatalarımızla
anılıyoruz. Taktir
edilmekten ziyade hemen
eleştiriliyoruz…
Türkiye´de iş yapmak
maalesef o kadar kolay
değil. Türkiyeden girişimci
çıksın diye can atıyoruz ama
hukuk sistemimiz ve
bürokrasimizle bunları
engelleyen bir yapımız var.
Mal alıp satmak isteyenlerin
karşısına yüzlerce problem
çıkıyor. Biz dergiciler,
reklam ajanslarımız
açısından; müşterilerimiz
reklama verilen parayı
gereksiz görüyor, daha
derdimizi anlatamadan kabul
edilmiyoruz. Reklamı bilen
ve reklamın bir iş kadar
ihtiyaç olduğunu
anlayanlarla çalışmak ise
bizleri rahatlatıyor.
Sanayici ve biz dergiciler
elele olmamız lazım.
Dergimizin adını da
SANAYİ DERGİSİ
olarak çıkardık. Aslında
Türkiye´de sanayici,
reklamcılar ve dergiciler
hep horlanmıştır. Kazanıyor,
kaçırıyor, çıkarmıyor ve
çalıyor mantığı var. Biz
batı ülkelerinden daha
cesuruz. Bilmesek te yine de
her alan da iş yapıyoruz.
Oysa herkes bildiği işi
yapsa, daha rasyonel olur.
Her şeyi
yaptığınız zaman hepsinin en
iyisini yapmak zor. Bir kere
dergicilerden ve reklam
ajanslarından biri hata
yapmışsa, o bize olumsuz
olarak geri dönüyor. En
dertli olduğumuz konulardan
birisine temas ettim. Bazen
yaptığımız pazar
araştırmalarımızda, bizim
kataloğumuzun başka
dergilerde nerdeyse tamamen
aynen taklit edildiğini
görüyoruz. Bazen ürünlerin
ismini, reklam
çalışmalarının isimlerini
bile aynı yazıyorlar. Tabi
ki bu konuda hukuki
mücadelemizi devam
ettiriyoruz. Esnek olmak
gerekiyor. İnsanlar bize
geldiği zaman yada biz
ziyaretlerine gittiğimiz
zaman hizmet olarak değil
de, pazarlamacı olarak
görülüyoruz.
BAŞARI İÇİN KİŞİLİKTE
DEĞİŞİM ŞART...
SANAYİ DERGİSİ
|
Genel Koordinatör |
Aynur İŞCİ
|
|
|